Alanya'da Mutlaka Görülmesi ve Gezilmesi Gereken Yerler

Alanya, Antalya’nın en önemli merkezlerinden birisidir ve her yıl onbinlerce yerli ve yabacı turiste ev sahipliği yapıyor., Uzun sahilleri, muhteşem doğası  ve tarihi yapıları ile tam anlamı ile bir cazibe merkezi olan Alanya, Aytap Antik Kenti, Kleopatra Plajı, Dim Çayı ve gibi birçok önemli merkeziyle sizleri Akdeniz’in büyülü coğrafyasına davet ediyor. Yazımızda, Alanya’nın mutlaka görmeniz gereken merkezlerini detaylı bir şekilde listeledik. İşte Alanya gezilecek yerler;

 

ALANYA KALESİ

 

Antalya'nın ilçesi Alanya'nın simgelerinden birisi de Alanya Kalesi’dir. Helenistik döneme geçmişi olmakla birlikte günümüzde hala var olan dokusu 13. Yüzyıla ait Selçuklu eseridir. Kale Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Alanya Kalesi, Surlarının uzunluğu 6.5 kilometreyi bulan tarihi yapı denizden 250 metreye kadar yükselen yarımada üzerinde bulunur.

Antik kent MÖ 2. yüzyılda korsan savaşçıları tarafından kurulmuştur ve adına Korakesion denmiştir. Romalılar, Akdeniz’deki korsan faaliyetlerini durdurdurmak için, kaleyi ele geçirerek korsan faaliyetlerine son vermeye çalışmıştır. Selçukluların 1218 tarihindeki saldırıları ile Selçuklu topraklarına katılmış, Sonraki dönemlerde MemluklarveKaramanoğulları’ın kontrolüne girip, Sultan Süleyman döneminde Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.

Türk bilim adamlarının araştırmaları ve son zamanlarda artan kazı çalışmaları sonucunda, kalenin sultan sarayı olabileceği öngörülmektedir. İnşaatboyunca Antik Çağa ait malzemeden kullanılmıştır. Her bir yüzdeki mazgallar, gözetleme pencereleri, düşmana zift ve kaynar su dökmeye yarayan önleri peçeli delikler yapıya ayrı bir güzellik vermektedir. Selçukluların Akdeniz’le ilk tanışmaları olan Tersane de Alanya Kalesi’nin bütünlüğü ile tüm görkemi sağlam bir şekilde durmaktadır. Yapı yaklaşık 57 metre uzunluğunda ve 40 metre derinliğine sahiptir. Giriş kapısındaki Sultan’ın armasını taşımakta olup rozetlerle çevrili olan kapının sağ tarafında küçük bir oda yer almakta olup bu oda kimi bilim adamlarına göre mescit olarak kullanılmış kimilerine göre depo olarak değerlendirilmiştir. Alanya satılık emlak ilanları ile de doğrulayabileceğiniz gibi burası turizm bölgesinin en meşhur tarihi yapısını içerir ve otobüslerle ulaşıma açıktır. Muhteşem manzaralar ile karşılaşacağınız bu tarihi doku çevresinde çeşitli ülke mutfaklarına sahip şık restoranlar bulunmaktadır.

 

TELEFERİK

 

Alanya’nın ve Alanya Kalesi’nin simgelerinden biriai olan teleferik, toplam 900 metre hat uzunluğuna sahip. 8’er kişilik 14 adet standart kabin ile hizmet veren teleferik, dünyaca ünlü Kleopatra ve Damlataş plajlarının üzerinden Alanya Kalesi’ne ulaşıyor. Alanya satılık emlak ilanlarındaki lüks villalarınkine benzer muhteşem manzaralara şahit olacağınız bu destinasyon, hem şehir dokusunu hem de ilçe merkezinde bulunan tüm tarihi dokuyu tek seferde ziyaretçilerinin seyrine sunuyor. İlçeyi ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan teleferik, Damlataş bölgesinde bulunuyor ve paket turlar veya münferit olarak ziyaret edilebilir.

 

KLEOPATRA PLAJI

 

Kleopatra plajı Alanya ilçesinde Damlataş Mağarası karşısında bulunmaktadır..Mavi bayrakla temizliği ünlenen plajın kumu da ince olması sebebiy görünümü kayalarla çevrili havuz şeklindedir. Burayı ünlü yapan Kleopatra ve Roma İmparatorunun bu plajda yüzmüş olmasıdır. Kleopatra plajında su berraktır ve bu sebeple denizin dibini ve balıkları görmek mümkündür.

Türkiye üc tarafı denizlerle çevrili olduğundan özellikle yaz dönemlerinde turizm faaliyetleri hız kazanmaktadr. Kleopatra plajı her gün banyo yapmak için bu plaja inmesi ile plaj bu ismi almıştır. Bu rivayetle birlikte binlerce turist bu sahile akın etmektedir.

Sahilin en büyük özelliği altın rengi kuma sahip olması ve denizinin sığ olmasıdır. Berrak bir denizi vardır. Kıyıda istenilirse zodyak botlarla denizin ortasında kurulan platforma ulaşılarak su sporları yapılabilir. Kleopatra plajında bütün gün denizin tadını çıkardıktan sonra plajda güneşin batışını izlemek olmazsa olmazdır.

Bu plajın hikayesinde Mısır’ın kraliçesi Kleopatra kapısının yan tarafındaki Kleopatra adasına gidiyor burada hayranlıkla denize giriyor. Koyun plajının olmamasından dolayı sevgilisi Roma İmparatoru ile durumu paylaşıyor ve Kuzey Afrika’dan özel kum getiriliyor. İşte bu yüzden şimdi Kleopatra plajı en değerli ve hassas plajlardan biridir. Getirilen bu kum kraliçenin ayaklarına serildiğinden buraya bu isim verilmiştir.

 

DİMÇAYI

 

Dim Çayı, Alanya’nın sınırları içinde bulunuyor. Alanya’nın merkezine yaklaşık yedi kilometre mesafede bulunan çay,  Akçatı Köyü’nde yer alıyor. Toros Dağları’nın soğuk suları ile oluşan çay  yaklaşık altmış kilometrelik bir uzunluğa sahiptir. Dim Çayı’na ulaşmak için birçok alternatif bulunuyor. Özel aracınız ile gitmek istediğiniz takdirde  sahil yolu üzerinden Dim Çayı’na ulaşabilirsiniz. Eğer çaya otobüs ile ulaşmak isterseniz de  Alanya’nın merkezinden  hareket eden otobüsleri kullanabilirsiniz.

Dim Çayı’na İstanbul üzerinden gelenler Bursa-Afyon-Antalya-Alanya yolunu; Ankara’dan gelenler ise Konya-Seydişehir-Akseki-Kızılağaç yolunu tercih edebilir. İzmir üzerinden gelecek olan ziyaretçiler için Aydın-Denizli-Korkuteli-Antalya yolu tercih edilmelidir.

Dim Çayı’na ulaştığınızı varsayalım. Öncelikle arkanıza yaslanıp bu güzelliğin tadını doyasıya çıkarmaya bakın. Doğayla iç içe olan bu  atmosferde bulunan çayın soğuk suları, suya dokunmasanız dahi kendini hissettiriyor.

Alanya’nın sıcak günlerinde serin bir kaçamak yapmak isteyenler için oldukça uygun bir adres olan Dim Çayı, ziyaretçilerin hem bedenini hem ruhunu dinlendiriyor. Yaz veya kış fark etmeksizin her zaman soğuk bir suya sahip olan Dim Çayı, geniş bir piknik alanı imkanı da sunuyor. Doğanın içinde bulunduğunuz bu alanda sevdiklerinizle birlikte  keyifli bir vakit geçirebilirsiniz. Dim Çayı’nın oldukça uzun bir çay olduğunu belirtmiştik. Çayın kaynak noktası Dim Barajından başlayarak çok sayıda restaurant, çay bahçesi ve piknik alanı üzerinden geçiyor.

Dim Çayı’nda gönül rahatlığı ile bir gün geçirebilirsiniz çünkü tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceğiniz bir alana sahip. Pınarbaşı restoran, Göl Piknik, Ada Piknik, Hilal Piknik, Pınarbaşı, Cennet Vadisi veya Beyaz Saray gibi birçok işletmenin bulunduğu alanda birçok yöresel lezzeti deneyebilirsiniz.

 

KIZIL KULE

 

Kızıl Kule  Alanya’da yer almaktadır. Şehrin en eski yapıtlarından olan bu tarihi kule, Alanya limanında konumlanmıştır. En yüksek fiyatlı Alanya satılık emlak ilanlarının olduğu bölgede bulunan Kızıl Kule, 13.yüzyılda Akdeniz bölgesinde yer alan liman, tersane ve Alanya Kalesi’nin denizden gelebilecek saldırılara karşı güvenliğini sağlayabilmek amacıyla yaptırılmıştır. Kule Selçuklu hükümdarı I. Alaaddin Keykubat’ın emriyle Halepli Ebu Ali Reha el Kettani tarafından inşa edilmiştir. Yapının kuzey tarafında ki cephede “Allah’a minnet” ve onun hemen altında da inşa tarihinin 1226 Nisan ayı olarak ifada edidiği dört satırlık bir inşa kitabesi bulunmaktadır. Güney cephesinde ise başka bir inşa kitabesi yer almaktadır.

Giriş kapısının sağındaki cephenin üzerinde yer alan usta kitabesinde de yapının inşasını oluşturan ustanın adı belirtilmiştir.

Kızıl Kule eğimli bir arazide bir ana kaya üzerinde yükselmektedir. Kulenin yüksekliği doğu tarafında 33 metre, batı tarafında ise 3 metre daha alçaktır. Alt beden duvarlarında düzgün bir biçimde kesilmiş ve birleştirilmiş dikdörtgen kireç taşı kullanılmıştır. Sütun gövdelerinde de devşirme malzeme üst kısımlarında ise kırmızı tuğladan yararlanılmıştır. Kızıl Kule’nin tüm cephelerinde toplam da 56 adet mazgal penceresi; işgalcilerin kaynar zift ve suyla geri püskürtüldüğü ve kaçmasını imkansız kılacak biçimde sıralanmış olan 22 adet kaynar zift su dökme açıklığı ve 6 adet çörten yer almaktadır.
Sekizgen biçimde planlanan Kızıl Kule’nin iç mekanı sade ancak dış görüntüsü oldukça zengin bir plana sahiptir. Kızıl Kule; zemin kat, birinci kat, asma kat, açık kat ve açık teras olmak üzere beş kattan oluşmaktadır.

Yapının zengin görünümünün yanı sıra askeri amaçlarla kullanılan, küçük ve gösterişsiz bir giriş kapısı bulunmaktadır. Bu kapıdan sonra dar bir koridordan zemin kata ulaşılmaktadır. Bu tarihi yapı iskele bölgesinde bulunmaktadır.

 

DİM MAĞARASI

 

Dim Mağarası, Alanya merkeze 11 km uzaklıkta ve ulaşım oldukça kolaydır. Alanya'dan Dim Mağarası'na Dim Çay vadisinden, Kestel ve Tosmur Beldesi üzerinden araba ile ulaşmak mümkün. Dim Mağarasının içi kadar ve konumuda çok güzel bir manzaraya sahip. Mağaraya ulaşıldığında çeşitli tepelerde seyir terasları sizi bekliyor olacak. Buradan Dim Çayının olduğu vadi ve Alanya Kalesini kuşbakışı izlemek çok keyiflidir. Dim Mağarası deniz seviyesinden 232 m yükseklikte olup, 1691 m yüksekliğindeki Cebel Reis Dağı'nın batı yamacında yer alır. İçindeki sarkıt ve dikitler ile küçük göl gezenlere harika bir görsel şölen sunmaktadır. Mağara içinde 2 hol bulunmaktadır. Girişte sağda kalan kısım 50 m uzunluğunda, solda kalan kısım ise yaklaşık 350 m uzunluğundadır. Mağara içinde değişmeyen 18-19ºC lik serin bir hava vardır. Özel bir şirket tarafından işletilmektedir. Şirket mağara içinde ve dışında güzel düzenlemeler yapmış, çevre temiz ve bakımlıdır.

 

ALANYA ARKEOLOJİ MÜZESİ

 

Alanya Arkeoloji Müzesi, Alanya’ya geldiğinizde tur destinasyonları olarak ilk olarak başlayabileceğiniz noktalardan birisidir. Alanya Kalesi’ne çıkan yolun başında, Damlataş Mağarası, teleferik, ve Kleopatra plajına yakın bir noktada bulunan müze şehrin tam merkezinde, Alanya satılık emlak ilanlarının yoğunlaştığı bölgede bulunmaktadır. Alanya’nın tarihi zenginliklerini en güzel sergileyen yerlerden birisi olan Alanya Arkeoloji Müzesi, köklü bir tarihe sahip olan bölgenin günümüze kadar kalmış en nadir örneklerini görebileceğiniz bir müzedir. Alanya ve çevresinde bulunan Antiochia, Syedra, Ad Cragum gibi kentlerden bulunan; Neolitik Çağ’dan, Büyük İskender, Roma ve Bizans Dönemi’ne (Doğu Roma) kadar kalıntıların sergilendiği müzede kuşkusuz en dikkat çekici eser ise 52 cm yüksekliğindeki bronz Herakles heykelidir. Kapalı alanınına ek olarak girişte bahçe bölümünde sergilen lahit, ostotek gibi birçok eseri de görebilirsiniz. Girişte dikkatinizi çekecek olan ilk eserler lahitler. Girland ve Medusa başı süslemeli ve sade birkaç lahidi gördükten sonra, eski çağlarda zeytin yağı üretiminde kullanılan malzemeleri göreceksiniz. Ardından bir tarafınızda sütun başlıkları, süslemeli frizler diğer tarafta ise lahide benzeyen ama daha küçüğü olan ostoteklerden sıkça göreceksiniz. Ostotekler bölgede rahatlıkla bulunabilen kireçtaşından yapılmıştır. Ölen kişiler yakıldıktan sonra külleri bunların içerisine konur ve kapatılır. Böylece ölen kişiye gerekli olan saygı gösterilmiş olur. İç kısıma girildiğinde Alanya ve çevresindeki yerleşimlerde bulunan kiliselere ait olan yazıtlar ve alınlıklar dikkatinizi çekecek. Hangi kiliseye ait olduğu bilinmese de renkli olan bir alınlıkta St. George’un Suriye taraflarında bir ejderhayı öldürürken at üstünde elinde haç ile yapılmış kabartması en dikkat çekeni. Bunların ardından sikkeleri de inceledikten sonra Alanya’nın diğer bölgelerine doğru yola koyulabilirsiniz.

 

IOTAPE ANTİK KENTİ

 

Alanya-Gazipaşa karayolunun 33'ncü kilometresinde bulunan antik kent adını Kommagene Kralı 4. Antiochos’un (İS 38–72) karısı Iotape’den alır. İmparator Trajan’dan Valerian’a kadar kent kendi adına sikke basmıştır. Kalıntılar Roma ve Bizans Dönemi özellikleri taşımaktadır. Denize doğru uzanan yüksekçe bir burun, kentin akropolü durumundadır. Bu bölüm surlarla çevrili olduğundan kale (akropol) görünümündedir. Yapılar oldukça tahrip olmuştur. Akropolün karaya bağlandığı küçük vadide, doğu-batı yönünde uzanan liman caddesi yer almaktadır. Liman caddesinin büyük bir bölümü günümüzde buradan geçmekte olan karayolunun altında kalmıştır. Antik caddenin her iki yanında üç basamaktan oluşan krepis bulunduğu ve yer yer bunların arasında heykellerin durduğu kaidelerden anlaşılmaktadır. Heykellere ait yazıtlı kaideler kentin başarılı ve hayırsever vatandaşları hakkında bilgi içermektedir.

Akropolün doğusunda bulunan koyda, dikdörtgen planlı bir bazilika ve içerisinde yazıtlı fresk nedeniyle Hagios Georgios Stratelates’e atfedilen tek nefli küçük bir kilise görülebilmektedir. Aynı alan içerisinde bir de hamam kalıntısı bulunmakta olup, hamam plan bakımından bölgenin diğer hamamları ile benzerlik göstermektedir. Hamama ve kente ait altyapı sistemi hala görülebilmektedir. Antik kentin deniz tarafında kalan kalıntıları arasında, yakınında bulunan bir yazıttan ötürü Trajan’a adanmış bir de tapınak bulunmaktadır. Tapınak  günümüze sadece Stylobat düzeyinde kalabilmiştir. Modern yolun kuzeyinde kalan kalıntılar daha çok nekropol alanındaki mezar yapılarından, evlerden ve bir bölümü izlenebilen surlardan oluşmaktadır. Nekropolde anıt mezar yapılarının yanı sıra basit olanlarda yer almaktadır ki bunlar yörenin mezar mimarisini ve ölü gömme adetlerini en iyi şekilde yansıtan özgün örneklerdir.

 

SÜLEYMANİYE CAMİİ

 

Süleymaniye Camisi, Alanya, Antalya'da bulunan tarihi bir camidir. Cami, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad tarafından kentin yeniden düzenlenmesi sırasında 1231 yılında kalenin zirve kısmında, İçkale'nin hemen dışında yaptırılmıştır. Ancak sonraki yıllarda cami yıkılmış ve 16. yüzyılda Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından tekrar yaptırılmıştır. Tek minareli cami, Alaaddin, Kale ya da Süleymaniye adıyla anılır. Yapı moloz taştan ve kare planlıdır. Sekizgen kasnak üzerine, kiremitli bir kubbesi vardır. Kubbenin askılık görevi üstlenen kısmına akustiği sağlamak için 15 küçük küp yerleştirilmiştir. İbadet sırasında bu özellik ortaya çıkmaktadır. Son cemaat yeri, dört ayak üzerine kiremitli üç kubbe ile örtülüdür. Kapı ve pencere kapakları Osmanlı döneminin ahşap oyma işçiliğinin güzel bir örneğidir. Alanya Kalesi’ne yakın olan cami yerel otobüsler veya taksi ile ziyaret edilebilir.

Türkiye'deki Güncel Piyasa Trendleri ve Fırsatlarından Haberdar Olun!
Ağımıza Katılın

Türkiye'deki Güncel Piyasa Trendleri ve Fırsatlarından Haberdar Olun!

Toplam E-posta Abone Sayısı 30.000+

Loading...